E- Müdelles Hadîs:
Râvisi tarafından bir kusuru gizlenerek ve bu
kusurun bulunmadığını vehmettirecek şekilde rivâyet edilmiş hadîstir. Tedlîs’in
lügattaki manâsı; satıcının sattığı malın ayıbını müşteriden gizlemesi demektir.
Muhaddisler de tedlîs tâbirini bu manâdan almışlardır.
Muhaddislerin ıstılahına göre Tedlîs, senede
dâhil olan bir râvinin ismini hadis isnadları ve isnadlardaki illetlere muttali
olan hadis imamlarından başkalarına malum olamıyacak şekilde- düşürmek sûretiyle
sanki o vâsıta olmaksızın sema’ın meydana gelişini -gerekli kılmasa da-
vehmettiren bir lafız ile isnâdı sevketmeye denir ki; rivâyet kusurlarından
biridir. Tedlîs’i yapan râviye “müdellis”, ismi hazfedilen, düşürülen râviye “müdellesun
anh”, tedlîs ile rivâyet olunmuş hadîse “müdelles” denilmektedir.
Tedlîs, zayıf olan râvilerden sâdır olduğu gibi,
sikâ olan ravilerden de meydana gelebilir.[1]
Müdelles hadise misal:
“… Bize Ebu Avane anlattı. El-Ameş’ten, İbrahim
et-Teymi’den, babasından, Ebu Zer’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber
(s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Falanca cehennem’de “Ya Hannan, ya Mennan
(yetiş)” diye bağırır.”
(Hadisi rivayetten sonra) Ebu Avane şöyle dedi:
“el-A’meş’e “Bu hadisi İbrahim’den işittin mi?” diye sordum. “Hayır (işitmedim)”
diye cevap verdi; Onu bana el-A’meş’den Hakim b. Cübeyir rivayet etti.”
Misal incelendiğinde görülür ki normal bir
isnadla rivayet edilmiş gibidir. Oysa senedinde bulunan ravilerden el-A’meş,
kendisine sorulduğu zaman onu İbrahim et-Teymi’den değil, Hakim b. Cübeyir’den
aldığını söylemiştir. El-A’meş’in İbrahim et-Teymi’den almadığı bir hadisin
isnadda ondan alınmış gibi görünmesi tedlistir. Bu hadis de isnadında tedlis
yapılarak rivayet edildiğinden müdellestir.
“… Yahya şöyle derken işittim: “Hişam b. Urve
babasından Hz. Aişe’nin şöyle söylediğini naklederdi: “Hz. Peygamber (s.a.v.)
iki iş arasında muhayyer bırakılmadı. Eliyle bir şeye asla vurmadı.”
Yahya şöyle dedi: (Hişam’a) sorduğumda şunları
söyledi: “Babamın Aişe’den naklen haber verdiğine göre o “Hz. Peygamber (s.a.v.)
iki iş arasında muhayyer bırakılmadı.” dedi. Ben babamdan bundan başka bir şey
duymadım. Geri kalan kısmı ondan işitmedim. O kısım ancak ez-Zühri’dendir.
Bu hadis de manasından anlaşılacağı gibi iki
kısımdır. Her iki kısım Hişam’ın babası, Urve İbnu’z-Zübeyr, Hz. Aişe’ye isnadla
rivayet ettiği hadis olarak görünmektedir. Oysa ikinci kısım başkasından rivayet
edildiği halde yine Hişam’ın babasından işiterek rivayet edilen bir hadis gibi
gösterilmiştir. Böylece tedlis yapılmış, müdelles olmuştur.
[2]
[1]
Ahmed Naim, Tecrîd-i Sarîh Mukaddimesi, Ankara 1984 1/163.
[2]
Talat Koçyiğit, Mücteba Uğur, İ. Hakkı Ünal, İmam-Hatib Liseleri İçin Hadis
Usulü, 12. sınıf: 14-15.